Cumhuriyet Öğretmeninin 21 Yıl Öncesinden Gelen Anlamlı Mektubu
21 yıl sonra annemden mektup var.
Canım annem cumhuriyet öğretmeni Sevim Pınarbaşı, 21 yıl önce “Cumhuriyetimizin 100. Yılı” için bana mektup yazmış… Eğer yaşasaydı 88 yaşında olacaktı… Oysa mektubu kaleme aldıktan 12 yıl sonra bizlere veda etmiş… PTT ye teşekkür borçluyum. Böylesine değerli bir emaneti 64 yaşımda bana ulaştırdığı için ne diyeceğimi bilemiyorum. Bir kaç gün mektubu açamadım, başucumda öyle durdu. Açmaya cesaret ettiğimdeyse heyecandan titriyordum.
“Canım kızım, bitanem,
Sana yıllar sonra seslenebilmek ne güzel. Belki sesimi unutmuşsundur. Ama şu anda beni çok iyi duyduğunu biliyorum. Sevgi sihirli bir sözcük, hele anne evlat arasında olunca…..
……Ortalama iki tane yirmi yılı geride bıraktığını görüyorum… Bu mektubu yazarken üçüncü 20 yılın başlarındayız… Bu mektubu okurken üçüncü yirmi yıl da geride kalmış olacak… Son yirmi yılın ne kadarını birlikte geçirdik dersin? Uzun ve sağlıklı yaşamayı herkes ister. Sizlere ayak bağı olmayı hiç istemedim. İnşallah öyle olmamıştır… Yaşlanmaktan korkma… Önemli olan yaşamak. Bir de sevdiklerin yanındaysa. Yaşayan insan elbette yaşlanacak. Sağlıklı yaşlılık ne kadar güzeldir….
….Canım yavrum Cumhuriyetin 100. yılı herhalde çok parlak törenlerle kutlanmıştır. Ya da kutlanıyordur. Ama hala “ ne olacak bu memleketin hali” gibi sorular soruluyor mu? Yıllar ülkemize neler getirdi, neler götürdü? Cumhuriyetimiz pek çok badireler (Birden bire ortaya çıkan tehlikeli durum) atlattı. Bu sözcüğü öztürkçe karşılığını bulamadığım için kullandım. Son 20 yıl içinde umarım herşey yoluna girmiştir. Bunu sadece temenni olarak söylüyorum. Yoksa inanarak değil. Hani “Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” şu yaşadığım yıllar yani 20.yılın başları hiç mi hiç ümit vermiyor. Bir de şu var; hani başımız sıkışınca “Ah bir ATATÜRK daha gelse derdik. Atatürk değilse bile O kafada birileri yönetime gelmiş olabilir. Neden olmasın? Zaten öyle olmadıysa kimliğini yitirmiş tamamen dışa bağımlı bir durumda olmamızda mümkün. Onun adını söylemek bile istemiyorum.100. yıl bir değişimi, bir atılımı müjdelemeli. Öyle ise hepimize kutlu olsun diyorum….
……Sizler için en güzel en iyi olanı diliyorum. Canım benim insan ömrü çok kısa ama sevgiler öyle mi? Bir çiçek, bir anı, bir resim , bir sözcükle yaşar gider. Sanatın sonsuzluğu gibi…Bu mektubun seni üzmesini değil, mutlu etmesini isterim . Hüzünlü duygular herzaman uzak olsun senden. Yıllar sonra kısa da olsa bir zaman parçasında birlikte olmak, inan ki beni de çok mutlu edecek. Sana sağlıklı ve mutlu yıllar dilerim…Hoşçakal, sevgiyle kal.”
Fotoğraf: Ülker Pınarbaşı