Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ihracatla ilgili büyük hayalleri bulunduğuna işaret ederek, uzun vadede Türkiye’yi en çok ihracat yapan ilk 10 ülke arasına yükseltmek istediklerini kaydetti.
Gültepe, dünyadaki ticari eğilimlere bakıldığında e-ihracatın toplam ihracat içindeki payının hızla arttığını belirterek, şunları kaydetti:
“2024’te küresel e-ihracat hacminin 3,2 trilyon dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Türkiye’de de henüz arzu ettiğimiz düzeyde olmamakla birlikte e-ihracatın toplam ihracat içindeki payı artıyor. e-ihracatın toplam ihracatın içindeki oranı 2022 yılında yüzde 0,9 düzeyindeydi. Bu oran, 2023’te yüzde 2,1’e, 2024’te 2,6’ya yükseldi. 2022’de 2,2 milyar dolar düzeyindeki e-ihracatımızı 2023’te 5 milyar dolara, 2024’te ise 6,4 milyar dolara çıkardık. Bu yıl en az 8 milyar dolarlık e-ihracat gerçekleştireceğimizi öngörüyoruz. 375 milyar dolar ihracat hedeflediğimiz 2028’de e-ihracatın toplam içindeki payını yüzde 10’a çıkarmayı hedefliyoruz.”
Bunun 2028’de 37,5 milyar dolarlık e-ihracat hedefi anlamına geldiğini belirten Gültepe, “Elbette hedefi koymak yetmiyor, altyapıyı da oluşturmak gerekiyor. Bu anlayışla yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Örneğin TİM bünyesinde E-İhracat Sekretaryası kurduk. Firmalarımıza dijital ticaret yolculuklarında rehberlik sunuyor ve onları yalnız bırakmıyoruz. Artık firmalarımız için e-ihracat ticaret heyetleri de planlıyoruz. Örneğin bu yıl geniş kapsamlı bir e-ihracat ticaret heyeti düzenleyeceğiz.” diye konuştu.
Gültepe, e-ihracattaki artış trendini hızlandırmada kamunun desteğinin çok önemli olduğunu aktararak, e-ihracatın 2022’de mevzuat altyapısının tamamlanmasıyla kritik bir adım atıldığını söyledi.
Gültepe, “e-ihracat desteklerinin devreye alınması da önemliydi. Destek mekanizmalarının çeşitlendirilip zenginleştirilmesinin e-ihracatımızdaki artışa katkı sunacağına inanıyoruz.” dedi.
“Yurt dışı e-ticarette rekabet çok sert ve çetin yaşanıyor”
Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği Başkanı Hakan Çevikoğlu ise Türkiye’nin stratejik konumu, güçlü üretim kapasitesi ve geniş pazar erişimi sayesinde küresel ihracatta önemli bir aktör konumunda olduğuna işaret ederek, Türkiye’nin 2024 yılı ihracat performansının, küresel ekonomik zorluklara rağmen pozitif bir büyüme trendi sergilediğini hatırlattı.
Çevikoğlu, geleneksel ihracattaki gelişimin yanında Türkiye’de e-ticaret ekosisteminin çok hızlı gelişmesinin büyük bir fırsat olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bugün Türkiye’de 550 bin firma e-ticaret üzerinden ürünlerini satarken, satış öncesi ve sonrası hizmetleri sunan birçok firma da e-ticaretin gelişimine katkı sağlıyor. Ülkemizde e-ticaretin gelişimiyle birlikte e-ticaretin dinamiklerine hakim olan firmalarımız uluslararası pazarlarda rekabet edebilecek düzeyde birçok yetkinliğe sahip oldu. Özellikle farklı ülkelerdeki müşteri davranışlarına göre yüksek çeşitlilikte ürün sunabilme, uygun fiyat ve müşteri memnuniyetine odaklanan operasyon yetkinlikleri ile e-ihracatta başarılı sonuçlar alınmaya başladı. 2024 sonu itibarıyla 100 binin üzerinde esnaf, KOBİ ve üreticiden oluşan firmalar e-ihracat yaparak 6,4 milyar dolar satış hacmine ulaştı.”
Yurt dışı e-ticarette rekabetin çok sert ve çetin olduğunu vurgulayan Çevikoğlu, “Türk firmalarını bu rekabette güçlendirmek ve sürdürülebilir e-ihracat için Ticaret Bakanlığımızın verdiği destekler ve çalışmalar çok önemli bir yer tutuyor. Özellikle ülkeler arasında yapılan ticari anlaşmalar, gümrük, regülasyonlar gibi sektörü direkt etkileyen konularda Ticaret Bakanlığımızın e-ihracat başlığını da gündemde tutması bizim için büyük avantaj.” değerlendirmesini yaptı.
Ülke içinde e-ticaret sektöründe stopaj ve dijital hizmet vergisi gibi uygulamaların e-ihracat için de uygulanmasının yurt dışı rekabet açısından sektörü etkilediğine vurgu yapan Çevikoğlu, bu konuların da gelecek dönemde Türk firmalarının global rekabetinin güçlendirilmesi için değerlendirilmesini beklediklerini söyledi.
Çevikoğlu, “Ticaret Bakanlığımızın 2025 için 8 milyar dolar e-ihracat hacmi ve bunun takip eden yıllarda daha da artarak 2028 sonunda toplam ihracat içindeki payının yüzde 10’a ulaşması için belirlediği hedefin sektör olarak en büyük destekçisi ve paydaşı olmaya devam edeceğiz.” dedi.
“Pazar yerleri global pazarlara düşük maliyetle erişim imkanı veriyor”
Hepsiburada’dan yapılan açıklamada, “Ticaret Bakanlığının 2025 yılı için belirlediği 8 milyar dolarlık e-ihracat hedefi, Türkiye’nin dijital ekonomideki dönüşümünün de güçlü bir göstergesi niteliğinde.” denildi.
Geleneksel ihracat yöntemlerine kıyasla daha fazla erişilebilir ve esneklik sunan e-ihracat modelinin, Türkiye’nin küresel ticaretteki rekabet avantajını artırmasına katkı sağladığı belirtilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“Özellikle e-ihracat atılımlarını pazar yerleri üzerinden yapmak global pazarlara düşük maliyetle erişim imkanı veriyor. Ayrıca markaların bilinirliğini artırması, lojistik ve ödeme altyapısı gibi operasyonel süreçleri kolaylaştırması gibi faydalarla da büyüme fırsatları sunuyor, rekabet avantajı kazandırıyor. Dijitalleşmeyle beraber lojistik çözümler ve ödeme sistemlerindeki gelişmeler, bu büyümeyi besleyen en kritik unsurlar oldu. KOBİ’lerin ve yerli üreticilerin e-ihracata entegrasyonu hem markaları uluslararası alanda daha görünür kılıyor hem de satıcıları hitap ettikleri ülkeleri çeşitlendirerek ekonomik ve sosyal değişimlere karşı koruyor.”
“Satıcılarımızın uluslararası yolculuklarını desteklemeye devam edeceğiz”
Trendyol’dan yapılan açıklamada ise Ticaret Bakanlığının e-ihracatın ekonomiye sağladığı katkının artması amacıyla bu yıl belirlediği hedefleri ve öncesinde de bu alanı desteklemek için Uzak Ülkeler Stratejisi başta olmak üzere iş dünyasına yönelik olarak ortaya koyduğu vizyonu çok önemsediklerini bildirdi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi: “Biz de 2022 yılında Almanya ofisimizle başlayan Azerbaycan, Körfez ülkeleri ve Doğu Avrupa ile devam eden e-ihracat yolculuğumuzla önümüzdeki dönemde bu hedeflere daha fazla katkı sağlamak üzere çalışıyoruz. Halihazırda 120 binden fazla satıcımızı e-ihracat yoluyla dünya pazarlarıyla buluşturuyoruz. Daha fazla esnafımızı, üreticilerimizi ve KOBİ’mizi uluslararası pazarlarla açmak üzere teknoloji, lojistik ve pazarlama yatırımlarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde de kalitesi tüm dünyada tescilli Türk ürünlerini daha fazla pazara ulaştıracak; satıcılarımızın uluslararası yolculuklarını desteklemeye devam edeceğiz.”
